Sâi - Sıradanlıkdışı Paylaşımlar

Acaba UFO görüntüleri sadece günümüzde mi kaydedildi... UFO'lar ile ilgili gizemlere şahit olan eski sanatçılar eserlerinde tanımlanamayan bu cisimlere yer verdiler mi... Bu konuyla ilgili ilginç bir araştırma enteresan örnekler içeriyor... kimisinde melekler ile ilişkilendirilmiş, kimisinde ise bariz bir uçan cisim şeklinde ifade edilen görüntüler "acaba" sorusunun sorulmasına neden olabiliyor... I. Bölüm:

Yaz ayıyla birlikte sivrisinek çilesi de başlamış oluyor... Her sene kendini geliştiriyorlar mıdır? nedir ilaçlara da bağımlılık kazanmaya başladılar... İnsan sadece kan yiyen bu canlının Yüce Yaradan hangi sebeb-i şahaneyle ekolojik dengeye dahil ettiğini sorgulamadan edemiyor...Acaba sırf ademoğlunun sabrını ölçmek mi...Sabır, sukut vs... Malum ki pek çok türü olan bu canlı sadece insanalrın kanını içmiyor.. biz olmasakda kan içecek..ama bu kanı da valide sinekler yumurta yapmak için kullanıyorlar..zira alternatif enerji kaynakları bitkilerden aldıkları nebatatla bu işlevi gerçekleştiremiyorlar..haftalarca yaşayabilen dişi sineklerin aksine ömrü çiftleşme seramonilerine kadar olan erkek sinek delikanlıları ise kan işine tenezzül etmeyip işlerini halletmeye odaklanmışlar... Bunun dışında insan bencilliğinin kurbanı olarak telef edilen bu canlıların doğada kurbağa yarasa olmak üzere pek çok canlıya yumurta hallerinden itibaren ciddi bir besin değeri taşıyorlar..ee ekolojik denge hiç ...

Yine birgün yollardayken :) yani takıntı haline getirdiğim Google'ın yeni sokak görünümü gezintilerinde keşfe çıktığım sırada Kolombiyadan bir u dönüşü yaparak Turk and bilmem ne adaları bahamalar derken Florida da cadde cadde gezmelerdeyim... Şahsen bu bölgede bu kadar ada olduğundan haberim yoktu kimi ıssız kimi de kimbilir hangi godomanın parsellediği bu adalardan batıya doğru ilerlediğim sırada tam haritayı kapatmak üzereyken ilginç bir ada görüntüsü dikkatimi cezbetti... biraz yakınlaşınca hakkaten adadan çok bir hapishane görüntüsü ortaya çıktı... Alkadraz mıdır nedir derken yeni bir bilgi daha hafızaya kazınacağının kokusunu aldım ve tabi hemen araştırmaya koyulduk... "Dry Tortules" denilen bu adacık taa 16.yy'da İspanyollar tarafından keşfedilmiş... Vatandaşlar üstüne çıktığında ada üzerinde en az 100 dane kaplumbağa görmüşler tabi haliyle kaplumbağalar anlamında Tortules adını takmışlar... Dry da kuru anlamına geliyor ama bi alakası vardır ...

Yenilikte sınır tanımayan Google yine dünya insanına eşi benzeri olmaya bir hizmeti faaliyete soktu... önceden olur mu olmaz mı diye tereddütte kalınan Dünyanın herhangi bir noktasında insan gözüyle dolaşım sağlanabilir mi konusuna son noktayı koyacak gibi duruyor. Bir göz atmak için uğramama rağmen baya bir süremi çalan bu Google Map hizmeti ile Dünya daha da küçülmüş durumda... Arada bir her aklıma gelen şehrin sokaklarıneda bir tur atmak yavaş yavaş hobi halini alacak gibi... Tabi daha sonrasında metre metre bu kadar akıcılığı nasıl sağlayabilmişler diye de araştırma yapmaya koyuluyorsunuz... Yeni bir kamera sistemini araçların üzerine koyan Google böylece hem 360 derece görüntüyü ve akışkanlığı birleştirerek kullanıcıların meraklarını giderme yolunu bulmuş... Tabi arada komik sahnelere de şahit olmak da cabası.. iyi gezmeler... ;) Dayı mahallenin delisi herhalde.. :) Evlerdeki estetiğe bak mirim... (Amerika) İşte bak burda mola verilip bir çay içilebilir (Las V...

Madagaskar adası diğer hiç bir bölgede yer almayan canlı türleriyle meşhurdur. Avustralya kıtası gibi kendine has bu özellikleri içerisinde en öne çıkan canlı türü LEMURlardır. Öyleki değişik boyutlarda, farklı farklı besinler tüketen bilinen 20 çeşit türü vardır. Geçenlerde yine bir belgesellere odaklanma kuşağı içerisindeyken Madagaskar'da yaşayan tek yırtıcı tür olan FOSSAlardan bahsediliyordu. Görür görmez dikkatimi çekti.. Yapı ve görünüş olarak lemur, kanguru, sıçan, kedi, köpek vs hepsinin karışımı, labaratuardan kaçmış bir frenkeştayn gibi geldi... Hatta sanki milyonlarca yıl öncesinden kayıt altına alınmış bir canlı türünü keşfetmiş gibi hissettim... Pek sık görünmeyen bu yırtıcı, gece gündüz avlanabilmekte, besin yelpazesinde de balıktan lemurlara kadar baya bir çeşitlilik bulunmakta... İzlediğim kadarıyla da gayet maharetli bir canlı...zira yapısı itibariyle belli olan ağaca tırmanma özelliği en çarpıcı özelliği...ilginç...

Şarkının sözleri: Cüp cüp közler yanar xıre Goya mâtem saldi dile Bizni başlap tang menzilige Qeni Kök-Böre ... Asman qara âlem qara Dos yeqinlar köngli qara Atılar bağri boldi yara Qeni Kök-Böre ... Aka ine tartür nişe Sengel Ayişe boldi paişe Balılar dılğa salar endişe Qeni Kök-Böre ... Aq alwasti qara alwasti Goya zülmet qara tün basti Anıler yene sözdın adaşti Atılar yene sözdın adaşti Qeni Kök-Böre ...  Dolu dizgin koşan atlar ve onları ustalıkla yöneten biniciler, izleyenleri büyü etkisi altına alan ve atalarımız tarafından kültürel miras olarak tanımlanabilecek bir spor oyunu bağlamında belki de artık tüm dünyaya tanınan ve Orta Asya bölgesinde daha Emir Timur döneminde oynanan Polo oyununu biçim olarak andırmaktadır. Yalnızca bu oyunda değneğin yerine oyuncuların kolları, topun yerine ise “keçi” anlamına gelen “içki” olarak tanımlanan keçi postu kullanılmaktadır. Kimi zaman bu adın “ulak” olarak da geçtiği bilinmektedir. Kalelerin yerine de topraktan yapılan kenarları ...

Can sıkıntısından şöyle vahşi doğada hep merak ettiğim gorillerin videoları izlemek için biraz araştırma yaptım... ilk çıkan video dikkatimi çekti.. kendi dışkısını yiyen goril görüntüsü... hayvanat bahçesinde çekilmiş... mideyi ağzına getiren kareler... herhalde bu hayvana özgü bir hareket olarak düşündüm fakat baya cinse özel karakteristik bir davranışmış... çeşitli hayvanat bahçelerinde çekilmiş görüntüler sanal alemde dolu... bunun üzerine akademik(!) bir araştırma yaptığım vahşi doğada gorillerin kesinlikle bu davranışı yapmadıkları, kapalı ortamın verdiği stressten (kısaca can sıkıntısı olsa gerek) bu davranışta bulundukları yönünde bilgilere ulaştım... kendi dışkısını yemek hayvanlar aleminde baya makbul aslında... insan için oldukça tehlikeli olan bu davranış, sindirim sistemleri güçlü olan ve dışkısında tam olarak öğütülmemiş proteinleri tekrar sindirmek için kedi, köpek, kuşlar başta olmak üzere çeşitli türlerde bu eylemi gerçekleştirebiliyorlar.... ama Gorilin böyle bir şey ...

Geçen akşam favori belgesel kanallarımdan biri olan History'de dikkatle izlediğim bir yapım vardı. Meydana gelen her ilginç olayda, afette, savaşta olayların şoku atlatıldıktan sonra hemen bir kitaba başvurulma adeti vardır. Rönesans dönemimin zamanında pek meşhur olamamış ama geçen yüzyılda kitabında geçen 4'lüklerle tarihte geçen olaylar arasında bağlantı kurulmasından sonra meşhur olan Nostadamus'un kehanetleri... O kadar açık tasvirlerle betimleniyordu ki bir süre sonra insanlar sorgusuz sualsiz bu kehanetlerin doğruluğunu kabul edip O'nu bir aziz, bir evliya, uzaylılarla iletişim kuran bir kişi hatta ruhunu bedeninden ayırıp geleceğe gitmek gibi özel yetenekleri olan biri olarak kabul gördüler... daha sonraları hakkında daha çok araştırmalar yapıldı... Döneminin ağır dini baskıları nedeniyle şifli olarak yazdığından orjinal metinlerin o kadar apaçık tasvirler yapmadığı görüldü... İzlediğim belgeselde Nostradamus'un çok daha farklı yönlerinden ele almışlar.. A...

Hergün belli bir saat belgesel izlemeye ayırırım... hep sürekli kafamda sorular oluşturup cevaplarını aramaya çalırım fakat bazıları cevapsız kalıyor bazıları da düşündüğümden çok ötede karşılık bulabiliyor. Mesela belgesel denince ilk akla gelen kedigillerin yaşamlarıdır. Estetik açıdan harikulade özellikleri olan bu canlıların her bir türü farklı bir yaşam doğası barındırıyor. Örneğin aklıma gelen sorulardan biri de sürekli topluluk halinde yaşayan arslanların bölge hakimiyetleri sırasında erkek arslanlar arasındaki mücadelelerde bazen sürü lideri olan arslanı yenen kardeş 2-3 arslanlık grupların hakimiyetinde üreme faaliyetini tek bir arslanın mı yaptığı yada nasıl bir yol izledikleri... geçenlerde arada verilen bir bilgiyle bu sorunun cevabını bulabildim... meğer sürüyü eğer biden çok erkek grup ele geçirdiğinde boyun eğen dişi arslanların çiftleşme gerçekleşene kadar herbir erkekle beraber olabiliyorlarmış... zaten çiftleşme işi erkek arslanlar için öyle çok cazip birşey değil.....

Işığın olmadığı ortamlarda hala keşfedilmemiş yaratıklar var... Basıncın yüksek olduğu bu derinliklere herhangi bir denizaltı aracının dayanması çok zor.. buna rağmen keşfedilen canlılar eşsiz özelliklere ve görünüşlere sahipler... Anglerfish de bunlardan biri... Dişer erkeklerin 3-4 katı büyüklükte...devasa keskin dişleri karakteristik özelliği ama bundan da önemlisi hiç ışık olmayan bir ortam olmasına rağmen başının üstündeki çıkıntıda ışık üreten bakteriler sayesinde avlanmasını ve eş bulmasını sağlayan bir feneri var... Bilimsel olarak açıklaması zor olan bu durumla birlikte keşfedilen üreme sistemleri de enteresan... Erkek Anglerfish hayatında sadece bir kez çiftleşebilir...Bunun sebebi de dişi yumurtalarını dölleyebilmesi için dişinin derisine yapışması, er bezleri hariç diğer organları eriyene kadar kan emerek yaşaması gerekiyor... Parazit gibi yapışık geçen bu süre zarfında dişi döllenmiş fakat erkek can vermiş olacak... doğanın enteresan bir gizemi daha...

İzlediğim en enteresan belgesellerden biri... Çoğalması kuş dışkına bağlı olan kurtcuklar, kuş dışkısıyla beslenen salyangozlara bulaşıp beyinlerini ele geçiriyorlar... Yaşayan bir zombiye dönüşen salyangoz kurcukların kontrolüne geçiyor... Onu normalde çıkmayacağı en yüksek noktaya çıkartıyorlar ve böylece kuşlar kolayca salyangozu avlıyabiliyorlar... Doğanın ilginç gizemleri....

Son dönem Osmanlı Tarihi hakkında pek çok siyasi, kültürel ve bölge ekonomisi ile ilgili geniş bir kaynak... Sonuna kadar atlamadan okunması gerekiyor... Gayet başarılı icraatlerde bulunan Paşamız hakkındaki bilgilerde son kısımlarında yani daha bakanlığının ikinci gününde görevi başında ölümünden sonra gelişen olaylarda birşeyler dikkatimi çekti..O da Kudüs Mason Mahfili Reisi Mısırlı örfi Paşa'nın Mısır Mason Cemiyetine telgraf çekerek kırk gün matem tutulmasını istemesi... Bir yandan da Abdülhamit, Recep Paşa'nın kendisine düşman olanlar tarafından ortadan kaldırıldığını iddia ediyor... Gerçekten karışık bir dönem..O yüzden hep ilgimi çekmiştir...Aydınlatılmayan çok şey var... Müşir Recep Paşa'nın Askeri ve Siyasi Hayatı (1842-1908) [Military and diplomatic life of marshal Recep Pasha (1842-1908)] /ext/belgeler_v_e.swf">

Her zaman olduğu gibi boş vakitlerimde belgeselleri takip etmeye bayılırım... özellikle antik uzaylılar, depo savaşları, modern rehinciler, vs... Uzun zaman önce gördüğüm vay be dediğim Kristal Kafatası olayı hakkında baya ayrıntılı yapılmış güncel bir belgesele denk geldim... işim olmasına rağmen sonuna kadar izledim... Uzaylıların yapmış olabileceği, hileli bir buluntu olduğu, önemsiz bir parça olduğu, şov amaçlı ortaya atıldığı gibi pek çok iddia mevcut... her başlığı ayrı ayrı incelenen belgesel bulgularına girmeden önce Kristal hakkında kısaca bilgi vermek gerekiyor.... Kristal Kafatasını bulan Mitchell Hedges; Babasıyla yaptığı bir araştırma sonucunda kafatasını bulduklarını iddia ediyor. Ama resmi bir arkeoloji araştırması içerisinde olmalarına rağmen bulunan kayıtlarda oraya hiç gitmediği ortaya çıkmış. Yapılan araştırmalar kafatasının kuartz kristalinden yapıldığını ortaya koyuyor.. öyle ki bugünün teknolojiyle yapılamayacağı iddi ediliyor. Maalesef bu iddia Çinlilerin dün...

Stream videos at Ustream Yine belgeseller sayesinde daha önce aklıma niye gelmedi diye hayıflandığım yeni bir şey öğrenmiş olduk... oldum olası yırtıcı kuşlara merakım vardır... ve bir gün profesyonel bir makine ile memlekette nerde varsa resimlerini çekip koleksiyon yapmak istemişimdir.. ama birilerinin aklına da neden bir yuvaya kamera yerleştirip yayın yapmayalım diye bir fikir gelmiş olacak ki başarılı bir site oluşturmuşlar... bu aşamaya da discovery de izlerken ŞAŞIRTICI OLAYLAR başlığı altında bir kartal yuvasında bulunan iki yavruyu yabancı bir kartalın iki sorti yaparak yuvadan dışarı atması, izleyen insanların telefonlara saldırarak yardım istemesi sonucunda yetkili kişilerin ulaşılabilecek en kısa sürede yavruları yerden toplamalarının görüntüleri  oldu... sonuç bir yavru gagasında hasar, bir yavrunun kanadında kırık... seferber olan veterinerler kırık kanadı ince metal sabitleştiricilerle kırılan kemiği kaynaştırabilecek bir mekanizma yapmalarını hayretle izledim sonuc...

Fırsat buldukça maç, dizi vs yerine belgeselleri sonuna kadar izlemeye çalışıyorum... geçende discovery de müptelası olduğum bir seri belgesele rastladım...Güney Afrika Cumhuriyetinde bir park alanında yaşayan maymun kolonilerinin günlük yaşamlarını anlatıyorlar... her bir koloniye ve üyelerine ayrı isim vermişler... bir süre sonra baya bir sarıyor... ilk başta dikkati çeken başka memelilerde olmadığı şekilde testislerinin mavi renkte olması... aslında doğuştan mavi renkte değil olgunlaştıkça mavileşiyor..melanin hormonunun sebep olduğu bu durumda en koyu mavi renge ulaşan sürü liderliğine aday olabiliyor... genelde harem sahibi olmaya namzet erkek maymun direk testisini göstererek kavga etmeden üstünlüğünü de koyabiliyor genellikle.. ama rakipler ortaya çıkınca ölümcül kavgalar olabiliyor.. ama adamlardaki medeniyete baktığımızda gönüllü insanlar her gün maymunları takip ediyorlar, hasta olanlarını kendi evlerinin bahçelerinde rehabilitasyon yerleri kuruyorlar, gönüllü veterinerlerd...