Hergün belli bir saat belgesel izlemeye ayırırım... hep sürekli kafamda sorular oluşturup cevaplarını aramaya çalırım fakat bazıları cevapsız kalıyor bazıları da düşündüğümden çok ötede karşılık bulabiliyor. Mesela belgesel denince ilk akla gelen kedigillerin yaşamlarıdır. Estetik açıdan harikulade özellikleri olan bu canlıların her bir türü farklı bir yaşam doğası barındırıyor. Örneğin aklıma gelen sorulardan biri de sürekli topluluk halinde yaşayan arslanların bölge hakimiyetleri sırasında erkek arslanlar arasındaki mücadelelerde bazen sürü lideri olan arslanı yenen kardeş 2-3 arslanlık grupların hakimiyetinde üreme faaliyetini tek bir arslanın mı yaptığı yada nasıl bir yol izledikleri... geçenlerde arada verilen bir bilgiyle bu sorunun cevabını bulabildim... meğer sürüyü eğer biden çok erkek grup ele geçirdiğinde boyun eğen dişi arslanların çiftleşme gerçekleşene kadar herbir erkekle beraber olabiliyorlarmış... zaten çiftleşme işi erkek arslanlar için öyle çok cazip birşey değil.. bazen saatlerce günlerce bir dişiyle yarım saate bir beraber olmaları gerekiyor...eğer yorgun düşerse dişi arslan diğerine gidiyor... gerçekten enteresan... tabi bu hakimiyet mücadelesinde daha önceki liderin yavrularının yeniler tarafından dişilerin tekrar kızışma dönemine girmesi için öldürülmesi trajedisinin üzerinde durulmaya değer... bu durum diğer kedigiller için de geçerli.... hatta daha farklı bir bilgi de; leopar ve diğer kedigillerin tek bir yavruları olsa da bakımını üstlenmelerine rağmen, dişi arslanların tek bir yavruları olduklarında daha çok yavru doğurmak için bu yavruyu terkedebilmeleri... doğanın ilginç bilgileri izlerken gerçekten hayran bıraktırıyor...
Şah İsmail Dönemi Tebriz Katliamı
Tebrizin işgalinde İsmayila yardımçı olmuş Zekeriyye Keçeci nasil bir ihanet etdiyinin bilincine varmıştı. Tebriz Şuubi planları elinde esir olmuştu. İstedikleri cinayetleri yapacaktilar. Zekeriyya Keçeci Şah İsmayıla Şiileşdirme siyasetinden vaz geçmesini teklif etdi. Tebriz ahalisi Şii padişah istemez dedi(12 Alem Arayi Safevi 64. یْفص یاسآ نلاع 64) Ancak sünnileri tehlikeli yaratiliş, kuyruklu mahluklar sayan Şah İsmayıl Şuubiyyenin ona verdiği görevi yerine getirmək fikrinde idi. Halki” hak dinine” getirmek istiyordu.Kendisini Mutlak hakk sandiğindan Tebriz ahalisinide bu hakkla taniştirmak istiyordu.Ayrica Kerbela şehitlerininde intikamini sunnilerden almak fikrinde idi.Tebriz ehli sünni olduğu için onlari hazreti Hüseynin katilleri gibi görüyordu.Tebriz bir delinin elinde esir olmuştu.Bu yüzden Tebriz ehlinin dinlerine karışmamasini teklif eden adama şu cevabi vedi:”Beni bu iş için göndermiler. Büyük Tanrı ve masum imamlar benimledir. Ben kimseden korkmuyorum. Halk söyledi...
Yorumlar
Yorum Gönder