Sâi - Sıradanlıkdışı Paylaşımlar

Malumuz üzere Ecevit hükümeti zamanında bir Kamu Personeli sınavı icat edildi... Ki ilk çıktığı dönemin bir şahidi olarak ortalıkta dönen şaiyalar, kafa karışıklığı, sınav ile ilgili sorular vs. karman çorman bilgi kirlilikleri... Ve kamu oyunda bir "Atanamayan Öğretmen" kavramı peyda oldu... Bundan önce öğretmenlik hayali kuranlar büyüklerinden "yav liseyi bitirdim göreve başladım" "öğretmen lisesi vardı daha bitirmeden okul belli olurdu" "bizde ortaokul mezunu öğretmen vardı" gibi telkinlerle eğitimcilikle alakalı alakasız çoğu kişi memur olma garantisi nedeniyle alternatif olarak öğretmenlik branşlarını seçerdi... Gel zaman git zaman bu kamu personeli - ilki KMS diye geçiyordu - bir kaç yıl insanları mağdur etti... aradan 15 yıl geçmesine rağmen bugün de söylenen "her branşın aynı sınava girmesindeki saçmalık" "formasyon alan insanların birdaha öğretmenlik olmak için sınava tabi olmasındaki saçmalık" gibi şikayetleri o ...

An itibariyle bir kpss maratonu bitti... Bütün bir yıl insanı işinden gücünde motivasyonundan eden, geceleri insanın kendisini bir anda sınav atmosferinde gördüğü, "eyvah daha çalışacak konularım" var diye ter içinde kalktığı sonrasında "oh neyse daha varmış" diye uykuya daldığı, hazırlanırken "ya ben bu konuya hazırlanıyorum ama ÖSYM gene müfredat dışından birşey sorarsa" yada "oh ben çalışim belki millet avantayla yok şifreyle giriversin" diye serzenişlerde buluna buluna son güne denk gelindi.... Şahsen benim en önce dikkatimi çeken güvenlik önlemleri...TAM BİR UTANÇ kaynağı olarak devasa bir liste ile nerdeyse ÇIPLAK geliniz diye bir uyarı verecekleri bir sınav atmosferi yaşandı... Kitapçıklarda BARKOT, Kamerayla Sınav Çekimi, yüzükten tutun gözlüğe en ince ayrıntısına kadar metal birşey getirememe, üst baş aramalar sürüyle görevliler vs.vs.vs.... Elin adamı görse bu MİLLET NASIL BİR HIRSIZ, KALPAZAN, ADİ bir millet demek ki bu kadar ÖNLEM...

İş güç yoğunluğundan dün kazara internette gördüğüm haber üzerine son gününe geldiğimiz kpss başvurusu bugün hallettim... nasıl haberim olmadı anlayadım... Allahtan ösym güzellik yapmış ta direk osym.gov.tr'den onlayn ödememizi yaptık...

YILMAZ ÖZDİL YILMAZ OZDIL KA PE SE SE İki sene önceki kapesese’de dümen yapıldığı, dini-imanı dilinden düşürmeyen arkadaşların soruları araklayarak, kul hakkı yemeye utanmadıkları ortaya çıkmışsa... Öğretmenlik sınavında cevapların sızdırıldığı, iki kere ikiyi denk getiremeyen lavukların, imkânsız skora ulaşıp, 120’de 120 doğru yaptığı tespit edilmişse... Üniversite sınavının şıklarına kabak gibi şifre konulmuşsa... Ve, o şifre, büyüsünler de “badem” olsunlar diye “çağla badem”lere ezberletilmişse... Her üniversite sınavından sonra, şöyle şampiyonuz böyle birinciyiz filan diye, çarşaf çarşaf ilan veren takunyalı dershaneler, şifreli sınavdan sonra, gene çok başarılı olmalarına rağmen, her nedense, tek sütun bile ilan vermediyse... Polis Akademisi’ne giriş sınavında, soruların zimmete geçirildiği, hırsızların polis olmaya çalıştığı anlaşılmışsa... Daha bu ay, aynı Polis Akademisi’nde, bütünlemeye kalıp, çakmalarına rağmen, yönerge değişikliği katakullisiyle, 100 üzerinden 18 ala...

Bir öğretmen düşünün ki ilkokulda şiir yarışmasına girmiş.. birinci olmuş... ortaokul, lisede yazdığı kompozisyonlarla edebiyat hocalarının takdirini kazanmış... gözünde türkçe öğretmenlerini idol kabul etmiş... tarihin en eski ve güzel dili TÜRKÇE'ye sevdalanmış... bir yıl çalışmış, öss'lere, öys'lere, ygs'lere ve daha bir sürü sınavlara girmiş... ailesi hukukçu olsun, tıpçı olsun diye tercih yapması için zorlamış... O illaki "ben edebiyatçı olcam anne" demiş... tutmasa başka bölüme gitmemiş seneye tekrar hazırlanmış.. sınav sonuç belgesinde bilmemne üniversitesi edebiyat yazınca havalara uçmuş... üniversite parmakla gösterilmiş birincilikle bitirmiş... yine üstüste ödüller... ama gel görki yılların verdiği takdir ve edebiyat sevgisini devlet KPSS kapılarında heba etmiş...aramamış sormamış hocasını... bu arada ailesinde maddi sıkıntılar başgöstermiş... üstüne sevdalanmış yuva kuracak...ama kızın ailesinin karşısına bir atama mağduru öğretmen olarak çıkmak is...

Geçenlerde postaneden mektup atmak için uğradığımda hep aklımda olan ama sürekli savsakladığım e-devlet şifresini almak aklıma geldi.. verdim 1 TL'yi.. hadi bakalım nasıl birşeymiş diye bekledim... sonrasında sanki bir telefon hattı alıyor muşum gibi zarfı uzattılar..eve hızlıca gelip açıp şifreyi değiştirip vs.. girişi yaptım... pek çok kurumla yazışma ve onay işlemlerini burdan yapabildiğimiz görülüyor..ama çok işleyen sağlık, maliye gibi mevzular yok..heralde alt çalışmalar bitmedi.. güzel bir uygulama belki oy verme işlemleri bile burdan olur... sonrasında "Başbakanlık İletişim Dairesi" başlığını gördüm... başbakanımıza döktürim bakim nolcak dedim... sonrasında başladım üniversite durumlarından atanamayan öğretmenlerden durumun ne olacağından devletin bu yetişmiş kadrosunu arayıp sormamasından en azından memur alımlarında (örn. Milli Eğitim Bak.) öğretmenlerden istifade edilmesi gerekliliğinden, sıkıntıya rağmen kontenjan fazlalığından... bir sürü şey... sonrasın...

haha bu resmi bir yerlerde görünce baya bi güldüm.. öğrencilik hayatı boyunca geçen sınav maratonlarında tam adapte olmuş takı takır giderken altalta işaretlenmeye başlanan cevapları görünce "yok ya bu kadar olmaz, değiştirsem mi?, acaba hangisi yanlış?, yok ya devam edim, vay anasını!" gibi tepkiler ve ilerdeki sorularda aklının gerilerde kalması... normalde sınav ölçme ve değerlendirme mantığında böyle bir uygulama olmamasına rağmen insanın aklına bir şüphe bırakmıyor değil..işgüzar biri mi yaptı diye..bir soru bir sorudur ;)

Bu ülkede öğretmen olmaya karar vermek sonrasında okumak ve daha sonrasında da mesleğe adım atmak deveye hendek atlatmaktan daha zor hale geldi...tam 300 bini aşkın öğretmen diplomalı insan ortalıkta geziyor... çoğunluğu mesleğini yapabileceğini unutmuş polislik, mümessillik vs gibi işlerde kıcını yırtıyor... eminim bir ömür boyu bir okulun yanından geçerken yada öğrenci üniformalı bir talebe görünce de iç çekirip hayallere dalıyorlardır...çevresindeki eş dost akrabanın sürekli "ya bir sürü öğretmen alıyorlar sen kapağı atamadın mı?" "ya bırak bu işleri mis gibi öğretmenlik yapsana!.." gibi telkinlerle iki ara bir derede sıkışıp kalıyorlar... kimisi inat edip bu engelleri aşacam diye yıllarını heba edip düzenli bir hayattan aileden yoksun daha da stressleşen bir hayatı omuzlarken, şanslı olanlar tutunabilecekleri bir dal sayesinde bütün bu olumsuzlukları geride bırakabiliyorlar... Gece gördüğüm bir rüyada bir köy okulunda öğretmendim ve aniden olması yüzünden bi...

Bugün itibariyle KPSS Lisans kayıtlar başladı... hersene olduğu gibi havalar ısınmaya başlıcak bahar kokuları saracak kısakollu elbiseler dolaplara yerleştirilecek bi yandan da sınav stressi tavan yapacak.. ya olursa ya olmazsa ya tam hazırlanmadıysam... tabi gece görülen sonu okul yada meslek bunalımlarıyla son bulan rüyalar (yada kabus) tempoyu da hızlandırdık bakalım bir faydasını görebilecekmiyiz... 9-18 Nisan arası olacak başvuru tarihlerinde iki oturuma girenler 55 TL yine bayılacaklar...en azından zam gelmemiş güzel... gecen sene bir kaç arkadaş bankadan işlemleri yapıp osym.gov.tr de kendi sayfalarından onaylamadıklarından sınava giremediler... ve eminim bir kaç arkadaşta ya şuraya ne yazıyorduk kodu neydi vs gibi hata yapmamak için stressli bir şekilde soru yağmuruna tutacaklar...şu psikolojiden çıkmayı o kadar çok isterdim ki... belki bir imam hatip okusak bu noktalara gelmiyecektik... memur alımlarına son bir ayda baktığımda diyanet ilanlarından başka bir şey görmedim...1...

Artık sınava sayılı günler kaldı tempoyu biraz arttıralım...Konu çözümünden ziyade soru çözümlerine ağırlık vericez... e arada dalgınlık, unutkanlık vs den yeni şeylerde öğrenmiyor değiliz..bari kayıt altına alalım arada göz atarız... neler öğreniyoruz bakalım... Tarih II. Mahmut bu sözü ile halk arasında din farkı gözetmemeyi amaçlamıştır. Halkı din ve kültür açısından birleştirmek ve dinsel yönetim anlayışına son vermek gibi bir durum söz konusu olmamıştır. Osmanlı Devleti, Balkan Savaşları sonunda Bulgaristan ile 1913 İstanbul Antlaşması’nı, Sırbistan ile 1914 İstanbul Antlaşması’nı imzalayarak bu bölgelerde kalan Türklerin haklarını güvence altına almıştır. Mustafa Kemal Paşa Osmanlı Mebuslar Meclisine başkan olmayı, işgal güçlerine ulusal mücadele yanlılarının gücünü göstermek ve dağıtılması halinde meclisi yeniden toplamak için istemiştir.Ulusal mücadelenin lideri olmak gibi bir durum söz konusu değildir. Mustafa Kemal P...