Yine bir atama dönemi ve yine aynı LAKIRTILAR!...
Malumuz üzere Ecevit hükümeti zamanında bir Kamu Personeli sınavı icat edildi... Ki ilk çıktığı dönemin bir şahidi olarak ortalıkta dönen şaiyalar, kafa karışıklığı, sınav ile ilgili sorular vs. karman çorman bilgi kirlilikleri... Ve kamu oyunda bir "Atanamayan Öğretmen" kavramı peyda oldu...
Bundan önce öğretmenlik hayali kuranlar büyüklerinden "yav liseyi bitirdim göreve başladım" "öğretmen lisesi vardı daha bitirmeden okul belli olurdu" "bizde ortaokul mezunu öğretmen vardı" gibi telkinlerle eğitimcilikle alakalı alakasız çoğu kişi memur olma garantisi nedeniyle alternatif olarak öğretmenlik branşlarını seçerdi...
Gel zaman git zaman bu kamu personeli - ilki KMS diye geçiyordu - bir kaç yıl insanları mağdur etti... aradan 15 yıl geçmesine rağmen bugün de söylenen "her branşın aynı sınava girmesindeki saçmalık" "formasyon alan insanların birdaha öğretmenlik olmak için sınava tabi olmasındaki saçmalık" gibi şikayetleri o zamanda dile getiriyorlardı...
Siyasi atmosfer karıştı...Ecevit hükümeti kendi getirdiği Dervişlerle, Fazilet Partisi kapatmalar, bölünmeler vs.lerle yeni karakterler ortaya çıkardı... Bir Tayyip Erdoğan ve Uzan kapışması vardı... Eski partilerin ortadan kaybolacağını herkes görüyordu... 2002 seçimlerine girecek partilerin en önemli kozlarından biri de atanamayan öğretmen kalmıyacağıydı...
Adalet (!) ve Kalkınma (!) adını alan bir parti ise nerdeyse şikayet edenlerin diline tercüman olmuştu...
- ihtiyaç fazlası bölümler kapanacak yada kontenjanları azaltılacak
- Atanamayan öğretmen kalmayacak
- Sınav kalkacak vs.vs.vs.
Birde o dönem atanamayan öğretmen sayısı şu ankinden devede kulak misali bir sayıdaydı ki sayıları telaffuz etmek bile abesle iştigal...
Bu söylemlerle şahsen beni bile gönlümde sempati uyandırabilen seçim şovları sonrasında - Allaha şükür oy vermedim - tek başına iktidar olan bu zihniyetten beklenen icralara gelince tam tersi bir şekilde bu yaraya tuz basmak için yerleştirilmiş seçmece MİLLİ EĞİTİM (!) BAKANLARI aynen bu yaraya kaldığı yerden devam ettiler... "oturmuş bir sistem var, ha diyince kaldıramayız ki!" gibi bir serzenişle yılları geçirdiler... Üstüne bu yazıları yazan fakirin madur olduğu Tarih bölümünde Eğitim Fakültesi mezunu olmamıza rağman aramıza Fen-Edebiyat - Açık Öğretim mezunu, Formasyonları eline verilmiş kişiler katılmaya başladı... Hoş geldin kardeşim dedikten sonra geçen yıllar sonunda bu sayı 15 bin rakamına ulaştı... Fakat 2002'den beri atam sayısı ortalama 300-500... Yani şu Şubat ataması tamamen bu bölüme ayrılsa gene de yetmiyor...
Bu formasyon saçmalığı her bölüme reva görülmezken daha sayamıyacağımız saçmalıklara, mağduriyetlere, bu serzenişler duyurulamamasına rağmen tarihe geçecek bir olay oldu ve Hamza Aydoğdu namlı Personel işlerinden vs. den sorumlu bir abimiz bu konuya bir açıklık (!) getirdi dinliyelim....
"108 alana atama yaptığımız zaman öncelikle ihtiyaca göre atama yapmamız gerekiyor. Mesela tarih öğretmenleri '14 bin bekleyen var. Buna göre bize kontenjan verin' diyorlar. Bekleyenlere göre değil ihtiyaca göre kontenjanı belirlememiz gerekiyor" diye konuştu.
Tarih branşından örnek veren Aydoğdu, bu branşta 14 bin 288 adayın beklediğini ancak ihtiyacın bin kişi olduğunu söyledi. Kontenjanın da ihtiyaca göre belirlendiğini kaydeden Aydoğdu, "Yüzde yüz kontenjan da ayırsanız bu arkadaşlarımız tatmin olmayabilir"
Peki sonuç nedir? özenle sayıldığı, parmakla yada kosünüs tanjantı alınmış bir sayı 302'ye ulaşılarak kadro açıklandı... 7/24 Tarih tartışması yapan, Derin Tarih, Alternatif Tarih, Resmi Tarih, Tarih Tarih, Doğru Tarih, Okulda Tarih, Siyasette Tarih, Tarihin Arka Odası, Muhalif Tarih, Muhteşem Yüzyıl, Diriliş adıyla hiç bir zaman olmadığı kadar tarihin içine girmiş bir millette bu konuda bilinçli olması gereken nesili yetiştirecek öğretmenler alakalı alakasız eğitim dışı işlerde ömürlerini çürütüyorlar...
Çözüm konusunda bu fakirin bloğunda çok yazı yazılmıştır peki değişecek mi? Yeni peyda olmuş yarayı kangren haline getiren, hiç bir bakanlığında olmadığı kadar milli Eğitim'de değişiklik yaptıran bu dindar genç yetiştirme meraklısı hükümet ile kesinlikle ve kesinlikle çözüme bir adım bile yaklaşılamaz... yalancı çıkarız inşallah...
Bundan önce öğretmenlik hayali kuranlar büyüklerinden "yav liseyi bitirdim göreve başladım" "öğretmen lisesi vardı daha bitirmeden okul belli olurdu" "bizde ortaokul mezunu öğretmen vardı" gibi telkinlerle eğitimcilikle alakalı alakasız çoğu kişi memur olma garantisi nedeniyle alternatif olarak öğretmenlik branşlarını seçerdi...
Gel zaman git zaman bu kamu personeli - ilki KMS diye geçiyordu - bir kaç yıl insanları mağdur etti... aradan 15 yıl geçmesine rağmen bugün de söylenen "her branşın aynı sınava girmesindeki saçmalık" "formasyon alan insanların birdaha öğretmenlik olmak için sınava tabi olmasındaki saçmalık" gibi şikayetleri o zamanda dile getiriyorlardı...Siyasi atmosfer karıştı...Ecevit hükümeti kendi getirdiği Dervişlerle, Fazilet Partisi kapatmalar, bölünmeler vs.lerle yeni karakterler ortaya çıkardı... Bir Tayyip Erdoğan ve Uzan kapışması vardı... Eski partilerin ortadan kaybolacağını herkes görüyordu... 2002 seçimlerine girecek partilerin en önemli kozlarından biri de atanamayan öğretmen kalmıyacağıydı...
Adalet (!) ve Kalkınma (!) adını alan bir parti ise nerdeyse şikayet edenlerin diline tercüman olmuştu...
- ihtiyaç fazlası bölümler kapanacak yada kontenjanları azaltılacak
- Atanamayan öğretmen kalmayacak
- Sınav kalkacak vs.vs.vs.
Birde o dönem atanamayan öğretmen sayısı şu ankinden devede kulak misali bir sayıdaydı ki sayıları telaffuz etmek bile abesle iştigal...
Bu söylemlerle şahsen beni bile gönlümde sempati uyandırabilen seçim şovları sonrasında - Allaha şükür oy vermedim - tek başına iktidar olan bu zihniyetten beklenen icralara gelince tam tersi bir şekilde bu yaraya tuz basmak için yerleştirilmiş seçmece MİLLİ EĞİTİM (!) BAKANLARI aynen bu yaraya kaldığı yerden devam ettiler... "oturmuş bir sistem var, ha diyince kaldıramayız ki!" gibi bir serzenişle yılları geçirdiler... Üstüne bu yazıları yazan fakirin madur olduğu Tarih bölümünde Eğitim Fakültesi mezunu olmamıza rağman aramıza Fen-Edebiyat - Açık Öğretim mezunu, Formasyonları eline verilmiş kişiler katılmaya başladı... Hoş geldin kardeşim dedikten sonra geçen yıllar sonunda bu sayı 15 bin rakamına ulaştı... Fakat 2002'den beri atam sayısı ortalama 300-500... Yani şu Şubat ataması tamamen bu bölüme ayrılsa gene de yetmiyor...
Bu formasyon saçmalığı her bölüme reva görülmezken daha sayamıyacağımız saçmalıklara, mağduriyetlere, bu serzenişler duyurulamamasına rağmen tarihe geçecek bir olay oldu ve Hamza Aydoğdu namlı Personel işlerinden vs. den sorumlu bir abimiz bu konuya bir açıklık (!) getirdi dinliyelim....
"108 alana atama yaptığımız zaman öncelikle ihtiyaca göre atama yapmamız gerekiyor. Mesela tarih öğretmenleri '14 bin bekleyen var. Buna göre bize kontenjan verin' diyorlar. Bekleyenlere göre değil ihtiyaca göre kontenjanı belirlememiz gerekiyor" diye konuştu.
Tarih branşından örnek veren Aydoğdu, bu branşta 14 bin 288 adayın beklediğini ancak ihtiyacın bin kişi olduğunu söyledi. Kontenjanın da ihtiyaca göre belirlendiğini kaydeden Aydoğdu, "Yüzde yüz kontenjan da ayırsanız bu arkadaşlarımız tatmin olmayabilir"
Peki sonuç nedir? özenle sayıldığı, parmakla yada kosünüs tanjantı alınmış bir sayı 302'ye ulaşılarak kadro açıklandı... 7/24 Tarih tartışması yapan, Derin Tarih, Alternatif Tarih, Resmi Tarih, Tarih Tarih, Doğru Tarih, Okulda Tarih, Siyasette Tarih, Tarihin Arka Odası, Muhalif Tarih, Muhteşem Yüzyıl, Diriliş adıyla hiç bir zaman olmadığı kadar tarihin içine girmiş bir millette bu konuda bilinçli olması gereken nesili yetiştirecek öğretmenler alakalı alakasız eğitim dışı işlerde ömürlerini çürütüyorlar...
Çözüm konusunda bu fakirin bloğunda çok yazı yazılmıştır peki değişecek mi? Yeni peyda olmuş yarayı kangren haline getiren, hiç bir bakanlığında olmadığı kadar milli Eğitim'de değişiklik yaptıran bu dindar genç yetiştirme meraklısı hükümet ile kesinlikle ve kesinlikle çözüme bir adım bile yaklaşılamaz... yalancı çıkarız inşallah...
Yorumlar
Yorum Gönder