"Özgürlük" tadına varmanın en kestirme yolu...


Bu aralar motor keyfi yapmaktan bilgisayarı sadece iş için kullanabiliyorum.. malum gündem yoğun olmasına rağmen blog yazmaya da fırsatım kalmadı...

Ne hikmetse 2 ay önce dönüp bakmadığım ve ilgilenmediğim motorsiklet mevsuzuna, beraber vakit geçirmekte mutlu olduğum, boş zamanlarında sahibinden de motorsiklet fiyatlarına bakmakla geçiren arkadaşımın yanında takılmaktan kendimizi bu işlerin göbeğinde bulduk...biraz tez canlı yapımızdan olsa gerek  hemen a2 ehliyete yazıldım.. sahibinden de sürekli telefon trafikleri.. motor markalarını tanıma fasılları... forumlarda gezmeler... baya bir altyapı aldık...

Mantıklı olarak ehliyetten sonra motoru alırım diye düşünüyordum ama tam o ara feysbukta bir arkadaşımın paylaşımı dikkat çekti...bir Mondial 250 MCT... zaten bir "Rockçı" olmamızdan, özgürlük düşkünü olmamızdan, muhalif tavrımızdan, sıradışı sporlara merakımızdan "Chopper"dan başka bir model almamız düşünülemezdi...

130 kiloluk arkadaşın kısa mesafede yaz kış işe gidip gelirken kullanıdığı MCT'de ilk başta ön tekerlerinin ince olması beni biraz düşündürdü
ama sonrasında bidonunun şekli tasarımı vs içim ısındı..Hele rengi biraz gri, biraz bal rengi farklı olması hoşuma gitti... Diğer renkleri (kırmızı, siyah) motora emanet gibi duruyordu... Derken şöyle böyle aldık... hemde 1.750 tl... yani bir cep telefonu fiyatı...

Motor 250cc..çift silindir...5 vites...manuel..ama tabi sorun var ben hiç vitesli kullanmadım... bir arkadaş yardımıyla sahilde bir iki istop ettirme haricinde yürütebildim.. sonra vitesler artmaya başladı...yazlık ortamı olduğundan ve şehir dışında bulunduğumuzdan acemiliği atmak için dağ tepe gezmek, anayola çıkmak sorun olmadı... hatta ehliyet olmamasına rağmen arkadaşın ısrarıyla şehir içine gidip dönebildim...

Hiç üstünden inmek istemediğimi söyleyebilirim... "Aman allahım bu zamana kadar neden ben düşünemedim" diye düşünceler sürekli aklımdan geçti..hele o trafikte takılmadan gitmeler, park sorunu olmaması, hele yakıt düşüklüğü...

Tabi acemiliğin verdiği kazalar olmadı mı..tabi oldu... birincisi nerden estiyse süratle giderken ön fren sıktım..motor bir yana ben bir yana... ama maşşallah motor aynen kaldırıp yoluma devam ettim...sağ dirsekte biraz soyulma ve kanama oldu... ikincisi de kız arkadaşımla giderken yavaş geçim dediğim tren raylarına ön teker girdi.. ince olmasının dezavantajını orada öğrendim...Şans işte yine sağ dirsek üzerine geldi ve iki darbe sonrası resmen deri meri kalmadı...Acile gidip bir pansuman yaptırdım... şu an geçti sayılır tabi o arada artık motor bir parçam oldu her şartta ve mekanda rahatça tek kişi yada artçıyla gezip tozabiliyorum...

İşlerim içinde müthiş kolaylık oldu..ayağım çekmediği yerlere sık sık gitmeye başladım..Örneğin şehrin tepelerinde oturan 90'lık dedeme her zaman gidemiyordum gittiğimde de çocuk gibi sevinirdi...şimdi artık sadece görünce "hoşgeldin gel otur" diyor... neden olduğu anlaşılmıştır sanırım :)

Şu an a2 ehliyet sigorta muayene vs hepsi tamam..kasksız yollara çıkmak yok..eldiven elde...gözlükler ve kask ortalığı yakıyor... gayet memnunum... şu an bakıma verdim..zira 2.el olmasının dezavantajlarını da ortadan kaldırıp gönül rahatlığyla binmek önemli.. şimdiye kadar 160 tl bakım masrafı oldu...son olarak motorcuların BOĞMA tabir ettiği sorunu halledersem kısa mesafeli gezilere çıkabilirim...

Artı sosyalleşmesi de cabası...millet yolumu kesiyor "BİZDE ÇAPIRCIYIZ MÜDÜR" diyor sonra başlasın motor sohbeti :)

Genel olarak Mondial MCT üzerinde konuştuğum motor ustaları alışırsan bırakmazsın diyor ama hedefim tabi ki biraz daha yüksek ccli örneğin Honda shadow almak ama belki 1 sene belki 2 sene sonra... biraz kırıp döküp öğrenelim...

Not: Beni bu işlere bulaştıran arkadaşın şu an ne a2'si ne de motoru var...ama hakkını yemiyelim motor ceketi aldı :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şah İsmail Dönemi Tebriz Katliamı

Big Brother ( BBG ) - İlluminati

Siyonizm - Yeni Dünya Düzeni - İlluminati - Siyon Protokolleri