Tansu Çiller - İlluminati
Bu sabah sosyal paylaşımda bir yazı dikkatimi çekti.. Kaynağının araştırdığımda radikal gazetesinden Evren DEĞER diye bir gazeteci çıktı... Allaha şükür safdil olmadığımızdan biraz olayları neden-sonuç ilişkisiyle bağlıyabildiğimizden, yazının içerisinde geçen bilgilere özellikle aralarda "Bozkurtlar"(!) vs gibi tabirler eklenerek "ERGENEKON"a vurgu yapılarak ne amaç güttüğünü anlamış bulunduk... Kaynağının temeli de Amerikalı bir yargıç... Ortada Amerika'nın çıkarlarını savunan ve bu amaçla korkmadan ifade veren bir Amerikan ajanı var... bir emekli ajan neden Çek Cumhuriyetin'de oturur o başka mesele... birde Almanya gibi elinin altında duran bir ülkede "Bozkurtlar" diye cinayet işleyebilen bir örgüt olduğunu öğrenip bundan dolayı ajanına göz dağı verebilen bir gizli örgütün bize terör örgütü olduğu iddia edilen ve adına ergenekon adı verilen, ne olduğu belli olmiyan oluşumun güç gösterisiyle bizim gözümüzü boyamaya çalıştığı da ortada... bilgiler kesin olsa bile o ajanın orada ölmediği de ortada... yine dediğim gibi bu taktikler ve operasyonlar rastgele ortaya atılmaz. oluşumlar büyük paraların döndüğü "Beyin Fırtınası" kurumlarının "CIA" ile ortak çalışmalarının ürünüdür... internet sayesinde deşifre olan iyi kötü doğru yanlış bilgileri harmanladığımızda ortaya çıkan illuminati örgütünün uzun zamandan beri Yeni Dünya Düzeni için kah insanların karşısına liberal, kah komünist, kah kapitalist, kah bozkurt(!), kah koyu atatürkçü(!) insanlar çıkartabildiğini, ve bu dönmelerin yaptıkları çalışmalar sonucunda insanların birbirine kırdırılarak parsayı toplayabildiklerinin sayısız örneklerini de ya okumuş ya da şahit olmuş durumdayız....
Türkiye'ye gelirsek... Türkiye, küresel hedefli gizli örgütlerin hedef tahtasındadır.. neden denirse Atatürk gibi bir liderle TAM BAĞIMSIZLIK kazanmış, BMsine, Masonuna posta koyabilmiş, doğu ülkelerine onur ve şeref kazandırmış bir lidere karşı önce ortadan kaldırma çalışmaları, ardından asker yada güç kullanmadan devleti zayıflatma, ekonomik olarak kendilerine bağlama, en sonunda da küresel hegomonyalarına bir ahtapot gibi çekmek... baktığımız da da son 60 yıl belli operasyonlar, son 10 yılda parsanın toplandığı bir dönem oldu, bizde film şeridi gibi yılların emeğinin, şehit kanlarının, TÜRK'ün alın terinin heba ve peşkeş çekilmesini sadece izleyebildik, çünkü ne anlatabildik, ne duyurabildik kendi mazbut çevremizde bile.... şimdi yazıyı tekrar okuduğumuzda Yeni Dünya Düzeni senaryolarında kimlerin kullanılıp gözden düşürülebileceği, yada en önemlisi KİMİN İÇİN BİR ORTAM SAĞLANMAYA ÇALIŞILIP, ALTYAPISININ HAZIRLANMAYA ÇALIŞILDIĞINI daha net görebiliriz inşallah....
------------------------------------------------------------------------------
Kod adı 'İstanbul'un Gülü'
Çiller'in malvarlığı ve ABD vatandaşlığı araştırılırken CIA ajanlığına yönelik iddialar ortaya atıldı. Eski CIA ajanı Fish, Çiller'in ajanlığı konusunda ifade vermesinden sonra yanarak öldü
EVREN DEĞER ANKARA - TBMM'nin malvarlığı üzerindeki 'şaibenin' ortadan kaldırılması için Yüce Divan yolunu açtığı DYP lideri Tansu Çiller'in ABD vatandaşlığı ve CIA ajanlığına yönelik iddialar 'casus romanı'nı andırıyor. Çiller'in malvarlığını araştırmak isteyen Türkiye'deki siyasiler, bu konuda daha derinlere inebilmek için ABD'de bir avukatlık bürosuyla anlaşır: M. Carl Levine, Morgulas and Foreman P.C. Avukatlık Bürosu, Çiller ailesinin ABD'deki malvarlığı, vergi kayıtları ve diğer konularla ilgili çok sayıda bilgiye ulaşır. Bu bilgilerin önemli bir bölümü daha önce oluşan malvarlığı araştırma ve soruşturma komisyonlarıyla halen görülmekte olan adli davalarda delil olarak kullanılır.
Büro, araştırmalar sırasında bir konuda aşılmaz engellerle karşılaşır. Bu, Çiller'in ABD vatandaşı olup olmadığı konusudur. Avukatlık bürosu, Çiller'in ABD vatandaşı olduğunu Amerikan makamlarına doğrulatamaz ama, yalanlatamaz da.
Fish herşeyi biliyor
New York'un Manhattan semtindeki Madison Avenue'de buluna büro, Çiller'in vatandaşlık kayıtlarıyla ilgili araştırmalara başladıktan sonra John Fish adlı eski bir CIA ajanına ulaşır. 1934 Wisconsin doğumlu John Fish, 1968-1990 yıllarında CIA'da görev yaptığı döneme ilişkin olarak Tansu Çiller hakkında önemli bilgiler verir.
Büro, Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag yakınlarında yaşayan Fish'e bu konuda yeminli ifade verip vermeyeceğini sorar ve 'evet' yanıtını alır. Bunun üzerine Fish, 12 Nisan 1997'de Almanya'nın Frankfurt kenti yakınlarındaki Amerikan üssüne giderek askeri yargıçlık görevlilerine, Çiller'in ABD ajanlığı konusunda yeminli ifade verir ve kendi kimliğini tescil ettirir. Çiller'in 1960'lı yıllarda CIA için Türkiye'de çalışmaya başladığını, daha sonra yüksek öğrenim yapması ve yetiştirilmesi için ABD'ye getirildiğini anlatan Fish, Çiller'in 'gerekli tahsil ve tecrübeyi' kazandıktan sonra 1974'te gelişmeleri rapor etmesi için Türkiye'ye gönderildiğini anlatır. Fish yeminli ifadesinde Çiller'in kod adını 'Rose of Stanbul' (İstanbul'un Gülü) olarak belirtirken, kendisine başlangıç olarak yılda 100 bin dolar ödeme yapıldığını da kaydeder. Fish aynı ifadesinde, "Çiller, 1979'da 8 USC 1427 (f) yasasına göre Amerikan vatandaşlığına geçmiştir ve bu şahısla ilgili tüm bilgiler 'top secret' (çok gizli) kayıtlıdır" der.
Vatandaşlık gizli
Söz konusu yasa maddesi, Amerikan çıkarlarını kollayan yabancılara Amerikan vatandaşlığı verilebileceğini ve bunun gizli tutulacağını öngörüyor. Büroya ulaşan bilgiye göre askeri üssün yargıçlık bürosundaki görevliler Fish'in ifadesini okuduktan sonra, 'bu işin peşini bırakması için' emekli CIA ajanını uyarır. Birkaç haftadan bu yana o çevrede 'Bozkurtlar'ın' faaliyet gösterdiğini, hatta bir Kürt siyasetçisinin ölümünden bunların sorumlu bulunduğunu anlatan büro görevlileri Fish'e, 'bu çevrenin önemli bir tehlike olabileceği' uyarısında da bulunur. Bunun üzerine Fish, ABD'deki 'temas kişisi'yle bağlantı kurarak bu işlemlere devam etmesinin riskli olacağını, ifade ve kanıt belgeleri vermekten vazgeçtiğini iletir. 'Temas kişisi' Fish'e "Bir daha düşün" der. Bir hafta bekleyen Fish, her şeyi göze alarak ifadesini imzalar ve birkaç ay evinden uzaklaşıp normal yaşamına dönmesi için bir tehlike kalmadığına inanıncaya kadar ortadan kaybolmayı planlar. Avukatlık bürosu 12 Nisan 1997'deki ifadesini 14 Nisan'da Frankurt'taki ABD Üssü'nde Yüzbaşı Howard G. Burns'e de onaylatarak imzalayan Fish'ten bu ifadesini alıp Türkiye'deki ilgili makamlara ulaştırmak için 18 Nisan'da hazırlıklara başlar. 21 Nisan'da ABD'deki 'temas kişisi', panik içinde New York'taki avukatlık bürosunu arar: "John Fish evi ile birlikte yandı, kül oldu." 21 Nisan'da belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangında Fish'le birlikte evindeki tüm bilgiler, bilgisayar kayıtları da yok olur.
Olay, avukatlık bürosunun Türkiye'ye ilettiği faks mesajında şöyle anlatılıyor: "Az önce bizim saatle 14.30'da CAL (John Fish'in meslektaşı, emekli CIA ajanı, ismi açıklanmıyor) panik içinde beni aradı ve bütün gece John adındaki eski meslektaşı ile görüşmeye çalıştığını ve sonunda adamın Çekoslovakya'da Prag yakınlarındaki evinde bu hafta sonu öldürüldüğünü öğrendiğini söyledi. Bu konudaki resmi açıklamaya göre, kalorifer kazanının patlaması üzerine ev yanmış, John da, ev, bütün belgeler ve bilgisayarı ile birlikte kül olmuş. CAL'ın anlattığına göre, ev tamamen yanıp kül olmuş. Soruşturma sürüyormuş. Ama CAL, arkadaşının belki de geçen haftalarda bölgede faaliyet gösteren ve bir Kürt siyasetçisinin ölümünden sorumlu oldukları sanılan 'Bozkutlar' tarafından öldürülmüş olabileceğini düşünüyor. Söz konusu kadın (Çiller kastediliyor) geçmişte basında buna benzer şeylerle suçlanmamış olsa anlatılanlara masal gözüyle bakardım. New York Times'taki kaynaklarım da aynı şeyi teyit etti. Sonuç olarak CAL'in anlattıklarının doğru olduğuna inanmak eğilimindeyim. Adam ya müthiş bir aktör ya da gerçekten çok ama çok büyük bir panik içinde.
Geriye bir ihtimal kalıyor. O da perşembe akşamı veya cuma günü belli olacak. Haber alınca size bildiririm.
Bütün bunların doğru olduğunu ve kanıtlanabileceğini (CAL'den ayrıntıları istedim, olayın olduğu şehri vb. sordum. Öğrenince araştıracağım) varsayarak durumun epey tatsız olduğu aşikâr. Olayın araştırmasını yaptıktan sonra (yani geçen hafta sonu o şehirde öyle bir ölüm olayı olduğunu öğrendikten sonra), konu gazetelere açıklanmalı ve bir soruşturma başlatılmalı. Artık iş ciddi olmanın da ötesine geçti. İşe karışmış herkes için tehlikeli bir durum almaya başladı." 'Ajan olduğunu biliyorum' John Fish'in yakın arkadaşı, Cal Smith kod adlı emekli CIA ajanı da Tansu Çiller'in CIA'nın 'doğrudan kontrolünde bulunan sözleşmeli bir ajan' olduğunu ileri sürüyor Avukatın mesajında bahsedilen CAL, Cal Smith takma adını kullanan, Fish'in yakın arkadaşı emekl CIA ajanıdır. M. Carl Levine, Morgulas and Foreman P.C. Avukatlık Bürosu, Cal Smith adına taslak ifade metni hazırlar.
25 Nisan 1997 tarihli, 'Çiller Soruşturması' başlıklı, avukatlık bürosunun antetli kâğıtlarına dökülen ifade taslağı şöyle: "1. Adım (can güvenliği nedeniyle adı açıklanmıyor). 1968 - 1985 yıllarında ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nda (CIA) görev yaptım. Görev ve sorumluluk alanım, karşı istihbarat ve gizli operasyonlardı. Bu ifadeyi özgür iradem ile ve bence gerek ABD'nin, gerekse müttefikimiz Türkiye'nin çıkarlarını büyük ölçüde zedeleyebilecek bir durumu açıklamak için veriyorum.
2. Türkiye'nin eski başbakanı Çiller'in faaliyetlerinden, ilgili soruşturmalarla bağlantısı olan çeşitli kişilerle konuşmalarım ve bu konuda son iki ay içinde çıkan gazete yazıları sayesinde haberdar oldum ve bildiklerimin önemini kavradım.
3. CIA'da çalıştığım süre boyunca Tansu Çiller'in CIA'nın bir 'adamı' yani CIA'nın doğrudan yönetiminde ve kontrolünde olan bir sözleşmeli ajanı olduğunu şahsen biliyordum.
4. Yıllardır ilişkimizi sürdürdüğüm bir başka CIA ajanı olan John Fish'in de Tansu Çiller'in faaliyetlerini CIA adına doğrudan yönettiğini ve kontrol ettiğini biliyordum.
5. Eski meslektaşım Fish ile temasa geçtim, konunun aciliyetini ve önemini kendisine anlattım. Bunun üzerine John Fish, Türkiye'deki ilgili makamlara ulaştırılmak üzere aşağıdaki bilgileri içeren bir ifade imzalamayı kabul etti.
a Fish de benim gibi emekli CIA görevlisiydi ve 1969-1990'da CIA'da çalışmıştı. Bu sürede dost yabancı ülkelerin hükümetlerinde önemli siyasal mevkilere gelmiş, CIA adamlarının (asset) ve sözleşmeli ajanların denetiminden şahsen sorumluydu.
b. Yönetimi altındaki adamlar arasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Tansu Çiller adında bir de kadın sözleşmeli ajan vardı. Tansu Çiller İstanbul Robert Kolej'de öğrenciyken, Ankara'daki ABD Büyükelçiliği'ne giderek 'gönüllü' (walk - in) olarak görev almak istemişti.
c. İlgili merciler tarafından üç kez kendisi hakkında soruşturma yapıldıktan sonra göreve alınması kabul edildi ve 1967'de ABD'ye girmesi için özel vize verildi. ABD'ye gelince sonradan Türkiye'de siyasete girmek için gerekli donanımı kazanmak üzere yüksek öğrenim yaptı. 1968'de New Hampshire Üniversitesi'nde ekonomi masterı yaptı ve 1972'de Connecticut Üniversitesi'nde doktora derecesini aldı.
d. Ağustos 1970'te kendisine ABD'de sürekli ikamet izni verildi.
Özel eğitim aldı e. ABD'de kaldığı süre içinde CIA Merkezi'nin de bulunduğu Virginia'daki Camp Peary'de kendisine özel eğitim verildi. Fish'e göre bu eğitim, Çiller'in sonradan açıkladığı, ancak gerçekte doğru olmadığı Yale Üniversitesi'nde post-doktora çalışması yaptığını söylediği döneme rastlıyordu.
f. Master ve doktora derecelerini aldıktan, eğitimini tamamladıktan ve Pennsylvania'daki Franklin and Marshal College'ta iki yıl hocalık yaptıktan sonra 1974'te kendisine Türkiye'ye dönme talimatı verildi; siyasi faaliyetlere girmesi ve yararlı bir siyasal pozisyona geldikten sonra Türk hükümeti ve Türk savunma kurumları içindeki ABD aleyhtarı politikaları, tutumları ve hareketleri düzenli olarak Ankara'daki CIA istasyon şefine rapor etmesi söylendi.
g. Çiller'e 1974 itibariyle özel bir hesaba yatırılmak kaydıyla yıllık 100 bin dolar maaş veriliyordu. Siyasal önemi arttıkça bu meblağ gözden geçirilecek ve yükseltilecekti.
CIA'dan özel vatandaşlık talebi h. John Fish 1983'te onun dosyasını normal incelemeden geçirdiği sırada ikili vatandaşlık başvurusunun Adalet Bakanlığı tarafından 1 Temmuz 1979'da onaylandığını gördü. John Fish vatandaşlık hakkının 8 USC 1427 (f) maddesine göre verildiği kanısındaydı. Bu maddeye göre, CIA'ye önemli hizmetlerde bulunan bir kişiye CIA direktörünün doğrudan talebi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından vatandaşlık hakkı verilir. Dosyadaki bilgilere göre, Çiller 1980'de ikinci çocuğunu doğurmak üzere yeniden ABD'ye döndü ve doğum kayıtlarında daimi ikamet adresini State of New York, County of New York, City of New York olarak gösterdi. Meslektaşım, Tansu Çiller'in ABD vatandaşı olduğu için Türkiye Cumhuriyeti'nde resmi görev alamayacağını ve bu gerçeğin ortaya çıkması halinde görevinden istifa etmek zorunda olduğunu biliyordu.
i. Almanya'daki başka bir kaynağın bana bildirdiğine göre, o ülkedeki istihbarat kaynakları Tansu Çiller'in İngiliz Haberalma Teşkilatı (MI6) adına da Türkiye'de istihbarat kaynağı olduğunu biliyor.
6. John Fish'in yukardaki bilgileri içeren bir ifade vermesi için bütün hazırlıklar tamamlandı ve John Fish ifadesini kaleme alarak notere onaylatmak ve kimliğini resmen tespit ettirmek için Frankfurt yakınlarındaki bir ABD askeri üssüne gitti.
7. İfadeyi onaylamadan önce okuyan ABD üssündeki yargıçlık makamı görevlileri kendisini bu işin üstüne gitmemesi için uyardı. Ayrıca çevrede faaliyet gösteren 'Bozkurt' grubu ve birkaç ay önce yine aynı bölgede öldürülen önemli bir Kürt siyasetçinin suikastı konusunda da kendisine uyarıda bulundular.
8. Ancak John Fish, Tansu Çiller'in başmimarı olduğu mevcut hükümetin faaliyetleri sonucunda Türkiye Cumhuriyeti'nde meydana gelen olayların ciddiyeti ve bu hükümetin uyguladığı politikaların istikrarı bozduğu ve ABD'nin oradaki çıkarlarını tehlikeye sokacağı inancıyla bütün bu uyarılara rağmen ifadeyi vermeye kararlıydı. John Fish bildiklerini açıklaması gerektiğine; mevcut koalisyon hükümetini sona erdirmek, ülkede düzenin yeniden kurulmasına ve bu meyanda oradaki ABD çıkarlarının korunmasına yardımcı olmak için Çiller'in hükümetten uzaklaştırılması adına elinden geleni yapması gerektiğine inanıyordu. Ancak daha sonra John Fish beni aradı ve belgeyi göndermeye korktuğunu, telefonda adını veremeyeceği bazı kişilerin kendisini arayıp bu işten vazgeçmesini söylediklerini anlattı.
9. 18 Nisan haftasının sonunda meslektaşım ve dostumla yeniden telefonda görüştüm ve ifadenin kuryeyle gönderilmesini kararlaştırdık. Fish başına bir şey geldiği takdirde ABD'nin ve müttefikimizin çıkarları adına bunları açıklamamı benden istedi. Belge gelmeyince gecikmenin nedenini öğrenmek için araştırmalara başladım.
10. 21 Nisan 1997 Pazartesi günü John Fish'in o hafta sonu yaşamakta olduğu Doğu Avrupa ülkesinde birdenbire ve açıklanamayan bir biçimde öldüğünü öğrendim. Ölümüyle ilgili ayrıntılı soruşturma halen sürüyor.
Türkiye'ye gelirsek... Türkiye, küresel hedefli gizli örgütlerin hedef tahtasındadır.. neden denirse Atatürk gibi bir liderle TAM BAĞIMSIZLIK kazanmış, BMsine, Masonuna posta koyabilmiş, doğu ülkelerine onur ve şeref kazandırmış bir lidere karşı önce ortadan kaldırma çalışmaları, ardından asker yada güç kullanmadan devleti zayıflatma, ekonomik olarak kendilerine bağlama, en sonunda da küresel hegomonyalarına bir ahtapot gibi çekmek... baktığımız da da son 60 yıl belli operasyonlar, son 10 yılda parsanın toplandığı bir dönem oldu, bizde film şeridi gibi yılların emeğinin, şehit kanlarının, TÜRK'ün alın terinin heba ve peşkeş çekilmesini sadece izleyebildik, çünkü ne anlatabildik, ne duyurabildik kendi mazbut çevremizde bile.... şimdi yazıyı tekrar okuduğumuzda Yeni Dünya Düzeni senaryolarında kimlerin kullanılıp gözden düşürülebileceği, yada en önemlisi KİMİN İÇİN BİR ORTAM SAĞLANMAYA ÇALIŞILIP, ALTYAPISININ HAZIRLANMAYA ÇALIŞILDIĞINI daha net görebiliriz inşallah....
------------------------------------------------------------------------------
Kod adı 'İstanbul'un Gülü'
Çiller'in malvarlığı ve ABD vatandaşlığı araştırılırken CIA ajanlığına yönelik iddialar ortaya atıldı. Eski CIA ajanı Fish, Çiller'in ajanlığı konusunda ifade vermesinden sonra yanarak öldü
EVREN DEĞER ANKARA - TBMM'nin malvarlığı üzerindeki 'şaibenin' ortadan kaldırılması için Yüce Divan yolunu açtığı DYP lideri Tansu Çiller'in ABD vatandaşlığı ve CIA ajanlığına yönelik iddialar 'casus romanı'nı andırıyor. Çiller'in malvarlığını araştırmak isteyen Türkiye'deki siyasiler, bu konuda daha derinlere inebilmek için ABD'de bir avukatlık bürosuyla anlaşır: M. Carl Levine, Morgulas and Foreman P.C. Avukatlık Bürosu, Çiller ailesinin ABD'deki malvarlığı, vergi kayıtları ve diğer konularla ilgili çok sayıda bilgiye ulaşır. Bu bilgilerin önemli bir bölümü daha önce oluşan malvarlığı araştırma ve soruşturma komisyonlarıyla halen görülmekte olan adli davalarda delil olarak kullanılır.
Büro, araştırmalar sırasında bir konuda aşılmaz engellerle karşılaşır. Bu, Çiller'in ABD vatandaşı olup olmadığı konusudur. Avukatlık bürosu, Çiller'in ABD vatandaşı olduğunu Amerikan makamlarına doğrulatamaz ama, yalanlatamaz da.
Fish herşeyi biliyor
New York'un Manhattan semtindeki Madison Avenue'de buluna büro, Çiller'in vatandaşlık kayıtlarıyla ilgili araştırmalara başladıktan sonra John Fish adlı eski bir CIA ajanına ulaşır. 1934 Wisconsin doğumlu John Fish, 1968-1990 yıllarında CIA'da görev yaptığı döneme ilişkin olarak Tansu Çiller hakkında önemli bilgiler verir.
Büro, Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag yakınlarında yaşayan Fish'e bu konuda yeminli ifade verip vermeyeceğini sorar ve 'evet' yanıtını alır. Bunun üzerine Fish, 12 Nisan 1997'de Almanya'nın Frankfurt kenti yakınlarındaki Amerikan üssüne giderek askeri yargıçlık görevlilerine, Çiller'in ABD ajanlığı konusunda yeminli ifade verir ve kendi kimliğini tescil ettirir. Çiller'in 1960'lı yıllarda CIA için Türkiye'de çalışmaya başladığını, daha sonra yüksek öğrenim yapması ve yetiştirilmesi için ABD'ye getirildiğini anlatan Fish, Çiller'in 'gerekli tahsil ve tecrübeyi' kazandıktan sonra 1974'te gelişmeleri rapor etmesi için Türkiye'ye gönderildiğini anlatır. Fish yeminli ifadesinde Çiller'in kod adını 'Rose of Stanbul' (İstanbul'un Gülü) olarak belirtirken, kendisine başlangıç olarak yılda 100 bin dolar ödeme yapıldığını da kaydeder. Fish aynı ifadesinde, "Çiller, 1979'da 8 USC 1427 (f) yasasına göre Amerikan vatandaşlığına geçmiştir ve bu şahısla ilgili tüm bilgiler 'top secret' (çok gizli) kayıtlıdır" der.
Vatandaşlık gizli
Söz konusu yasa maddesi, Amerikan çıkarlarını kollayan yabancılara Amerikan vatandaşlığı verilebileceğini ve bunun gizli tutulacağını öngörüyor. Büroya ulaşan bilgiye göre askeri üssün yargıçlık bürosundaki görevliler Fish'in ifadesini okuduktan sonra, 'bu işin peşini bırakması için' emekli CIA ajanını uyarır. Birkaç haftadan bu yana o çevrede 'Bozkurtlar'ın' faaliyet gösterdiğini, hatta bir Kürt siyasetçisinin ölümünden bunların sorumlu bulunduğunu anlatan büro görevlileri Fish'e, 'bu çevrenin önemli bir tehlike olabileceği' uyarısında da bulunur. Bunun üzerine Fish, ABD'deki 'temas kişisi'yle bağlantı kurarak bu işlemlere devam etmesinin riskli olacağını, ifade ve kanıt belgeleri vermekten vazgeçtiğini iletir. 'Temas kişisi' Fish'e "Bir daha düşün" der. Bir hafta bekleyen Fish, her şeyi göze alarak ifadesini imzalar ve birkaç ay evinden uzaklaşıp normal yaşamına dönmesi için bir tehlike kalmadığına inanıncaya kadar ortadan kaybolmayı planlar. Avukatlık bürosu 12 Nisan 1997'deki ifadesini 14 Nisan'da Frankurt'taki ABD Üssü'nde Yüzbaşı Howard G. Burns'e de onaylatarak imzalayan Fish'ten bu ifadesini alıp Türkiye'deki ilgili makamlara ulaştırmak için 18 Nisan'da hazırlıklara başlar. 21 Nisan'da ABD'deki 'temas kişisi', panik içinde New York'taki avukatlık bürosunu arar: "John Fish evi ile birlikte yandı, kül oldu." 21 Nisan'da belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangında Fish'le birlikte evindeki tüm bilgiler, bilgisayar kayıtları da yok olur.
Olay, avukatlık bürosunun Türkiye'ye ilettiği faks mesajında şöyle anlatılıyor: "Az önce bizim saatle 14.30'da CAL (John Fish'in meslektaşı, emekli CIA ajanı, ismi açıklanmıyor) panik içinde beni aradı ve bütün gece John adındaki eski meslektaşı ile görüşmeye çalıştığını ve sonunda adamın Çekoslovakya'da Prag yakınlarındaki evinde bu hafta sonu öldürüldüğünü öğrendiğini söyledi. Bu konudaki resmi açıklamaya göre, kalorifer kazanının patlaması üzerine ev yanmış, John da, ev, bütün belgeler ve bilgisayarı ile birlikte kül olmuş. CAL'ın anlattığına göre, ev tamamen yanıp kül olmuş. Soruşturma sürüyormuş. Ama CAL, arkadaşının belki de geçen haftalarda bölgede faaliyet gösteren ve bir Kürt siyasetçisinin ölümünden sorumlu oldukları sanılan 'Bozkutlar' tarafından öldürülmüş olabileceğini düşünüyor. Söz konusu kadın (Çiller kastediliyor) geçmişte basında buna benzer şeylerle suçlanmamış olsa anlatılanlara masal gözüyle bakardım. New York Times'taki kaynaklarım da aynı şeyi teyit etti. Sonuç olarak CAL'in anlattıklarının doğru olduğuna inanmak eğilimindeyim. Adam ya müthiş bir aktör ya da gerçekten çok ama çok büyük bir panik içinde.
Geriye bir ihtimal kalıyor. O da perşembe akşamı veya cuma günü belli olacak. Haber alınca size bildiririm.
Bütün bunların doğru olduğunu ve kanıtlanabileceğini (CAL'den ayrıntıları istedim, olayın olduğu şehri vb. sordum. Öğrenince araştıracağım) varsayarak durumun epey tatsız olduğu aşikâr. Olayın araştırmasını yaptıktan sonra (yani geçen hafta sonu o şehirde öyle bir ölüm olayı olduğunu öğrendikten sonra), konu gazetelere açıklanmalı ve bir soruşturma başlatılmalı. Artık iş ciddi olmanın da ötesine geçti. İşe karışmış herkes için tehlikeli bir durum almaya başladı." 'Ajan olduğunu biliyorum' John Fish'in yakın arkadaşı, Cal Smith kod adlı emekli CIA ajanı da Tansu Çiller'in CIA'nın 'doğrudan kontrolünde bulunan sözleşmeli bir ajan' olduğunu ileri sürüyor Avukatın mesajında bahsedilen CAL, Cal Smith takma adını kullanan, Fish'in yakın arkadaşı emekl CIA ajanıdır. M. Carl Levine, Morgulas and Foreman P.C. Avukatlık Bürosu, Cal Smith adına taslak ifade metni hazırlar.
25 Nisan 1997 tarihli, 'Çiller Soruşturması' başlıklı, avukatlık bürosunun antetli kâğıtlarına dökülen ifade taslağı şöyle: "1. Adım (can güvenliği nedeniyle adı açıklanmıyor). 1968 - 1985 yıllarında ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nda (CIA) görev yaptım. Görev ve sorumluluk alanım, karşı istihbarat ve gizli operasyonlardı. Bu ifadeyi özgür iradem ile ve bence gerek ABD'nin, gerekse müttefikimiz Türkiye'nin çıkarlarını büyük ölçüde zedeleyebilecek bir durumu açıklamak için veriyorum.
2. Türkiye'nin eski başbakanı Çiller'in faaliyetlerinden, ilgili soruşturmalarla bağlantısı olan çeşitli kişilerle konuşmalarım ve bu konuda son iki ay içinde çıkan gazete yazıları sayesinde haberdar oldum ve bildiklerimin önemini kavradım.
3. CIA'da çalıştığım süre boyunca Tansu Çiller'in CIA'nın bir 'adamı' yani CIA'nın doğrudan yönetiminde ve kontrolünde olan bir sözleşmeli ajanı olduğunu şahsen biliyordum.
4. Yıllardır ilişkimizi sürdürdüğüm bir başka CIA ajanı olan John Fish'in de Tansu Çiller'in faaliyetlerini CIA adına doğrudan yönettiğini ve kontrol ettiğini biliyordum.
5. Eski meslektaşım Fish ile temasa geçtim, konunun aciliyetini ve önemini kendisine anlattım. Bunun üzerine John Fish, Türkiye'deki ilgili makamlara ulaştırılmak üzere aşağıdaki bilgileri içeren bir ifade imzalamayı kabul etti.
a Fish de benim gibi emekli CIA görevlisiydi ve 1969-1990'da CIA'da çalışmıştı. Bu sürede dost yabancı ülkelerin hükümetlerinde önemli siyasal mevkilere gelmiş, CIA adamlarının (asset) ve sözleşmeli ajanların denetiminden şahsen sorumluydu.
b. Yönetimi altındaki adamlar arasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Tansu Çiller adında bir de kadın sözleşmeli ajan vardı. Tansu Çiller İstanbul Robert Kolej'de öğrenciyken, Ankara'daki ABD Büyükelçiliği'ne giderek 'gönüllü' (walk - in) olarak görev almak istemişti.
c. İlgili merciler tarafından üç kez kendisi hakkında soruşturma yapıldıktan sonra göreve alınması kabul edildi ve 1967'de ABD'ye girmesi için özel vize verildi. ABD'ye gelince sonradan Türkiye'de siyasete girmek için gerekli donanımı kazanmak üzere yüksek öğrenim yaptı. 1968'de New Hampshire Üniversitesi'nde ekonomi masterı yaptı ve 1972'de Connecticut Üniversitesi'nde doktora derecesini aldı.
d. Ağustos 1970'te kendisine ABD'de sürekli ikamet izni verildi.
Özel eğitim aldı e. ABD'de kaldığı süre içinde CIA Merkezi'nin de bulunduğu Virginia'daki Camp Peary'de kendisine özel eğitim verildi. Fish'e göre bu eğitim, Çiller'in sonradan açıkladığı, ancak gerçekte doğru olmadığı Yale Üniversitesi'nde post-doktora çalışması yaptığını söylediği döneme rastlıyordu.
f. Master ve doktora derecelerini aldıktan, eğitimini tamamladıktan ve Pennsylvania'daki Franklin and Marshal College'ta iki yıl hocalık yaptıktan sonra 1974'te kendisine Türkiye'ye dönme talimatı verildi; siyasi faaliyetlere girmesi ve yararlı bir siyasal pozisyona geldikten sonra Türk hükümeti ve Türk savunma kurumları içindeki ABD aleyhtarı politikaları, tutumları ve hareketleri düzenli olarak Ankara'daki CIA istasyon şefine rapor etmesi söylendi.
g. Çiller'e 1974 itibariyle özel bir hesaba yatırılmak kaydıyla yıllık 100 bin dolar maaş veriliyordu. Siyasal önemi arttıkça bu meblağ gözden geçirilecek ve yükseltilecekti.
CIA'dan özel vatandaşlık talebi h. John Fish 1983'te onun dosyasını normal incelemeden geçirdiği sırada ikili vatandaşlık başvurusunun Adalet Bakanlığı tarafından 1 Temmuz 1979'da onaylandığını gördü. John Fish vatandaşlık hakkının 8 USC 1427 (f) maddesine göre verildiği kanısındaydı. Bu maddeye göre, CIA'ye önemli hizmetlerde bulunan bir kişiye CIA direktörünün doğrudan talebi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından vatandaşlık hakkı verilir. Dosyadaki bilgilere göre, Çiller 1980'de ikinci çocuğunu doğurmak üzere yeniden ABD'ye döndü ve doğum kayıtlarında daimi ikamet adresini State of New York, County of New York, City of New York olarak gösterdi. Meslektaşım, Tansu Çiller'in ABD vatandaşı olduğu için Türkiye Cumhuriyeti'nde resmi görev alamayacağını ve bu gerçeğin ortaya çıkması halinde görevinden istifa etmek zorunda olduğunu biliyordu.
i. Almanya'daki başka bir kaynağın bana bildirdiğine göre, o ülkedeki istihbarat kaynakları Tansu Çiller'in İngiliz Haberalma Teşkilatı (MI6) adına da Türkiye'de istihbarat kaynağı olduğunu biliyor.
6. John Fish'in yukardaki bilgileri içeren bir ifade vermesi için bütün hazırlıklar tamamlandı ve John Fish ifadesini kaleme alarak notere onaylatmak ve kimliğini resmen tespit ettirmek için Frankfurt yakınlarındaki bir ABD askeri üssüne gitti.
7. İfadeyi onaylamadan önce okuyan ABD üssündeki yargıçlık makamı görevlileri kendisini bu işin üstüne gitmemesi için uyardı. Ayrıca çevrede faaliyet gösteren 'Bozkurt' grubu ve birkaç ay önce yine aynı bölgede öldürülen önemli bir Kürt siyasetçinin suikastı konusunda da kendisine uyarıda bulundular.
8. Ancak John Fish, Tansu Çiller'in başmimarı olduğu mevcut hükümetin faaliyetleri sonucunda Türkiye Cumhuriyeti'nde meydana gelen olayların ciddiyeti ve bu hükümetin uyguladığı politikaların istikrarı bozduğu ve ABD'nin oradaki çıkarlarını tehlikeye sokacağı inancıyla bütün bu uyarılara rağmen ifadeyi vermeye kararlıydı. John Fish bildiklerini açıklaması gerektiğine; mevcut koalisyon hükümetini sona erdirmek, ülkede düzenin yeniden kurulmasına ve bu meyanda oradaki ABD çıkarlarının korunmasına yardımcı olmak için Çiller'in hükümetten uzaklaştırılması adına elinden geleni yapması gerektiğine inanıyordu. Ancak daha sonra John Fish beni aradı ve belgeyi göndermeye korktuğunu, telefonda adını veremeyeceği bazı kişilerin kendisini arayıp bu işten vazgeçmesini söylediklerini anlattı.
9. 18 Nisan haftasının sonunda meslektaşım ve dostumla yeniden telefonda görüştüm ve ifadenin kuryeyle gönderilmesini kararlaştırdık. Fish başına bir şey geldiği takdirde ABD'nin ve müttefikimizin çıkarları adına bunları açıklamamı benden istedi. Belge gelmeyince gecikmenin nedenini öğrenmek için araştırmalara başladım.
10. 21 Nisan 1997 Pazartesi günü John Fish'in o hafta sonu yaşamakta olduğu Doğu Avrupa ülkesinde birdenbire ve açıklanamayan bir biçimde öldüğünü öğrendim. Ölümüyle ilgili ayrıntılı soruşturma halen sürüyor.
‘‘ROSE of İSTANBUL'' AJAN MI?
YanıtlaSilhttp://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=-254874