Live Messenger'a elveda...

vay be.. sonunda messenger olayı bitti... bi kaç gün bekledikten sonra o sevimsiz ve birtürlü ısınamadığım skype'a geçiş yaptım... ileri geri tuşlara basarken içim bir hoş olmadı değil doğrusu... ilk çıktığı zamandan beri ne günler geçirmiştik iki renkli suratsız ikonlu sohbet programıyla... Mirc de zurna zurna kanal gezerken birebir rahatça sohbet edebilmenin rahatlığını yaşatmıştı.. kişisel bir ev gibiydi hatta hırsızları da az değildi.. kendini çok geliştirdi.. sıkılmayalım diye ilk defa oyunlar vardı içinde.. şimdi alalade gelen çoklu oyunculu platformları iki dakikada rakibini bulduğunuz tavla başta olmak üzere çözemediğim daha bir çok çeşitli oyunla hırslı hırslı klavye başındaydık... hele o aşklar meşkler... emesen aşkları.... sanal yada gerçekte tanıştığımız kızların telefonundan önce "mesene var mı eklim" dedikten sonra yüzyüze gelemediğimiz zamanlar arayı soğutmamızı sağlıyordu... bazende ne yalan söylim oturduğumuz yerden taaa elin amerikalısı, tayvanlısıyla tatlı kaçamaklar... ne vakitlerdi be... şeytan derdi atla git uçakla brezilya, amerika.. sanki gidebilecekmişiz gibi...

o  kadar haşır neşirdik ki kategoriler açıyorduk... aile, arkadaş, manita, bunlar kim? vs... sonrasında Msn Plus... değişik değişik özellikler... konuşmalara şifre koyarak daha da bir güven hissediyorduk... neler neler yaşattı bize.. her bilgisayar da ya sağda ya üstte bi yerde ikonu olmazsa olmazlardandı... yine ilk profil sayfalarımızı da onun vasıtasıyla yaptık....   ee bir devir de kapandı yapacak bir şey yok.... (Latife yapıyorum canım
olsa nolur olmasa) :)