bir gün daha bitti... elle tutulur birşey var mı... uyku olayının dibine vurduk gene.. öğleni geçti.. validenin kal kal evde kız gibi demesi koydu ama toparlanmak için gaz vermedi.. daha orjinal şeyler bulması lazım :) sigaram var ve hayat benim... bilgisayar başında işlerimi hallettikten sonra biraz video vs takıldım... birader gelene kadar tabi.. sonra dedeyi ziyaret... çok mübarek adam... icazetleri tam bir tasavvuf aşığı... hep hayatımın iki yönünden birini temsil ediyor... ya kafasına göre avare biri... yada manevi alemde kendini geliştiren bir sufi... rehberimiz elimizin altında.. ama her işte olduğu gibi bunun da sonunu getiremediğimden aralarda biyerlerdeyiz... kafama takılan bir soruya aldığım bir cevap hoşuma gitti... heryerde mehdi gelecek furyaları geziniyor... kıbrisi den tut haydar hocalara kadar.. mesih beklentisi.. hatta arafatta abdest mi almış napmış.. mürşidimize sorduk nedir bu olay diye... el-cevap: müslümanlar zayıf kaldıklarında bu mehdiler türer.. güçlü zamanda ortada olmazlar... bir kere mehdi zahir (görünen) anlamda deil batın (manen) gelecektir... manen nedir dediğimde: sen bilmezsin batin ilmidir bu.. cevabını aldık... ee haklı nerden anlıcaz bu kadar zaman boşa geçirmeyip bi diplomada burdan alsaydık fena olmazdı.. bir bilgi herkese verilmez..nasıl ilkokul çocuğuna türev anlatamazssın bu da onun gibi birşey... gocunmadım... evdeki ikramlar güzeldi... dergaha da uğradım.. ama kendimi orda yabancı hissettim zaten ordakilerde fazla kalmadılar çıktılar... manevi bir işaret midir nedir... saçlar uzun olduğu için arada bi dede gözünü dikip gülümsedi.. "bu ne bire melun" "kefere kes gel" gibi laflar etmedi tabi... edeb yolunda eşine bir yerde rastlamadım... daha önceden de sadece hadis ve fıkıhta hükümlerle sünnete uygun olmadığını söyledi... zaten sünnetlik bir durumu yok da uzatıyoruz işte..isyankar ruhumuzun göstergesi...gerçeği ise kısa saç sevmemem ve zırt pırt berbere gitme gereği.. üşengeç adamım ben gelemem..hem tarihimizde kızılderililer gibi Türkler uzun saçlı olarak tanınmıyor muydu... bide bir hadiste saçını bağlayan sahabelerin namaz esnasında saçlarını açmaları onlarında toprağa değmesi gerektiğini okumuştum.. ne kadar doğru bir daha göz atim ben... biraz oyun faslı ve film izleme..yarın ola hayrola...
Şah İsmail Dönemi Tebriz Katliamı
Tebrizin işgalinde İsmayila yardımçı olmuş Zekeriyye Keçeci nasil bir ihanet etdiyinin bilincine varmıştı. Tebriz Şuubi planları elinde esir olmuştu. İstedikleri cinayetleri yapacaktilar. Zekeriyya Keçeci Şah İsmayıla Şiileşdirme siyasetinden vaz geçmesini teklif etdi. Tebriz ahalisi Şii padişah istemez dedi(12 Alem Arayi Safevi 64. یْفص یاسآ نلاع 64) Ancak sünnileri tehlikeli yaratiliş, kuyruklu mahluklar sayan Şah İsmayıl Şuubiyyenin ona verdiği görevi yerine getirmək fikrinde idi. Halki” hak dinine” getirmek istiyordu.Kendisini Mutlak hakk sandiğindan Tebriz ahalisinide bu hakkla taniştirmak istiyordu.Ayrica Kerbela şehitlerininde intikamini sunnilerden almak fikrinde idi.Tebriz ehli sünni olduğu için onlari hazreti Hüseynin katilleri gibi görüyordu.Tebriz bir delinin elinde esir olmuştu.Bu yüzden Tebriz ehlinin dinlerine karışmamasini teklif eden adama şu cevabi vedi:”Beni bu iş için göndermiler. Büyük Tanrı ve masum imamlar benimledir. Ben kimseden korkmuyorum. Halk söyledi...
Yorumlar
Yorum Gönder