fazla vukuatsız bir gün... dışarıda yağmur yağıyor ve benimde yine dışarı çıkasım yok... biraz iş güç biraz assasin en güzeli... hazır salı günüyken şu siyasette neler oluyor diye bir bakim dedim... grup konuşmaları mağlum... önce tayyip gulgulesine bakalım... yine sinirlerimi gerdi.. adama bi türlü ısınamıyorum... pişkinlik hat safhada.. kılıçdaroğlunu yalancılıkla suçluyor.. sayısız yalanlarına bizzat tanık olmuş biri olarak bari bunu söyleme diyesim geldi... kılıçdaroğlu da iyi oturttu..."28 şubat sürecinden çıktın" "erbakanı hançerledin" vs vs... devlet bahçeli yine kenarlarda..bir ağırlığı yok.. bana bunlar hep tiyatro geliyor.. büyük bir oyun parçası.. kamuoyu bunlarla meşgul olurken arka planda bir çok işler dönüyor... eminim gidiş iyi değil.. ah şöyle akp li tuzu kurulardan olsam da kafaya takmasam.. ama nerdeee....
Şah İsmail Dönemi Tebriz Katliamı
Tebrizin işgalinde İsmayila yardımçı olmuş Zekeriyye Keçeci nasil bir ihanet etdiyinin bilincine varmıştı. Tebriz Şuubi planları elinde esir olmuştu. İstedikleri cinayetleri yapacaktilar. Zekeriyya Keçeci Şah İsmayıla Şiileşdirme siyasetinden vaz geçmesini teklif etdi. Tebriz ahalisi Şii padişah istemez dedi(12 Alem Arayi Safevi 64. یْفص یاسآ نلاع 64) Ancak sünnileri tehlikeli yaratiliş, kuyruklu mahluklar sayan Şah İsmayıl Şuubiyyenin ona verdiği görevi yerine getirmək fikrinde idi. Halki” hak dinine” getirmek istiyordu.Kendisini Mutlak hakk sandiğindan Tebriz ahalisinide bu hakkla taniştirmak istiyordu.Ayrica Kerbela şehitlerininde intikamini sunnilerden almak fikrinde idi.Tebriz ehli sünni olduğu için onlari hazreti Hüseynin katilleri gibi görüyordu.Tebriz bir delinin elinde esir olmuştu.Bu yüzden Tebriz ehlinin dinlerine karışmamasini teklif eden adama şu cevabi vedi:”Beni bu iş için göndermiler. Büyük Tanrı ve masum imamlar benimledir. Ben kimseden korkmuyorum. Halk söyledi...
Yorumlar
Yorum Gönder