"Gözlerim gözlerinin üzerinde, gözlerin bir dünyanın peşinde, ne varsa geçmişe dair, hepsini silip atmışım. bir seni almışım yanıma, bir de sevdamı. maviliğe dalmışım.gerçek nedir ya hayal, unutmuşum hepsini...

bir sana sarılıyorum, bir sana... bir de yıldızlar örtüyor üzerimizi. her biri aşk dolu mavi yıldızlar. teninden yayılan sıcaklık deliyor gecenin karanlığını.. en gerçek şey, tek gerçek şey sensin şimdi. senden öncesi yoktu sanki , sonrası da olmasın...

tenlerimiz bu ateşi beslerken ve aşkın maviliğine tutkunun kırmızını eklerken ruhlarımız da birleşsin. bir olalım, tek olalım, bir olalım. varsın kimse bilmesin. ilan etmeye gerek var mı bu coşkuyu? iille birileri bilmeli mi yüreğimizdeki uçarı kuşları?

sevmek yetmesin bize, birleşsin dudaklarımız ve hiçbir söz o anı anlatmaya yetmesin. sadeec kendi istediğimiz için, içimizden geldiği gibi öpüşlerle süsleyelim anlatması mümkün olmayan bu sevdamızı.

iki kalbin arasına özlem girmesin. yanlız günlere, yanlız gecelere inat özlemek sözcüğünü çıkaralım aşkımızın gügatından. özlem aşkın parçasıdır bilirim, aşık olmayan özlemeyi de bilmez bilirim. ama varsın bu sefer de böyle olsun ne dersin? özlemi kilitleyip bir sandığa, anahtarınıu denize atalım ne dersin?

yorgun düşünceye dek sevelim birbirimizi. birbirimizi görmeye engelleyecek diye uyumayalım geceleri. her zaman sanki ilk görüşüyor gibi heycanla, son kez görüşüyor gibi bırakmamacasına sarılalım birbirimize.

komik şeyler söyleyelim , gülelim. "ya biterse bu güzel şey" diyelim üzülelim. unutalım zamanı, o anın içinde hep kalalım. kendimiz için aşkımız için yaşayalım. bize dayatılan senaryolara değil sevdamızın oyuncuları olalım. her zaman aynı parıltıyla baksın gözlerimiz birbirimize.

seninle olmak, yaşamın bana verdiği en büyük mucizelerden biri. mucizeler inanmayan ben şimdi bu mucizeyle yaşamaya alıştım. bir kez kondu yüreğim yüreğine. bu aşk bize çok yakışıyor yar. yakışanı üzerinden çıkarma...."

bir zamanlar bu yazıları mektupla bana veren kızı hatırlıyorum... tanıştığımızda daha üniversitedeydi... bitirir bitirmez göreve başladı..doğunun en berbat yerinde... hep mektup yazmamı istemişti ama ben tabi diyip sallardım..sonra yanına gittim hayatımda hiç bu kadar üşüdüğü hatırlamam... yorgunluktan uykudan başımı kaldıramadım.. o zaman zaman beni uyandırır ama ben gene uykuya dalardım... o ara ahmet kaya dinlerken bunları yazıp sonra bana verdi... "panik oldun" diye takılırdım ona böyle durumlarda..hep birşeyler yapmak isterdi... romantikliğin doruklarında çıktı mı eyvah derdim... ben ise taşfırın erkeği modunda... şu an gözüm sulandı enteresan...babamın vefatından beri ağladığımı hatırlamam ama bu sevgilinin hatıraları bir gün daha beter ağlatacak beni sanki... oraların soğuk ve karlı yerlerin benimle sıcacık olduğunu da yazmış mektuba.. şu an önümde ve sanki tarihten kalmış bir arşiv belgesi gibi bakıyorum... yaramazlıklar yapsamda seni üzmek en son istediğim şey diye de eklemiş.. ama en büyük üzüntüyü ona ben yaşattım kendimin daha çok üzüleceğini bilmeden... bir yıl sonra ayrılmak istediğimi söyledim... o gerçeği bilmedi ama başka birinden hoşlandım ve hayır diyemedim... ah bebişim... bu toy çocuk bir türlü büyümedi hala yerinde sayıyor... sen gecen yaz şu an evli olduğun kişiyle beraberken bile görüşmek isteğime bir kere bile olumlu yanıt vermedin ama birde benim yaptığıma bak... ve artık şu an herkesi senle kıyaslamaktan kalbim kalın duvarlarla örüldü... sanki hep benimleymişsin gibi yaşamak ve hayal kurmak, hatta bir gün beraber olacağımızı ummak herşeyden güzel geliyor... yakmalıyım bu yazılarını resimlerini ama ne kadar denesemde kıyamadım... meğerse gerçekten her insanın gönlünde tek bir insan yatar mış... o da sen oldun... senden sonra kaç insan bana "sanki iki kişi arasında kalmışsın gibi bakıyorsun" diyenler oldu... en mutlu anlarda bile seni düşünmek.......................................................

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şah İsmail Dönemi Tebriz Katliamı

Big Brother ( BBG ) - İlluminati

Siyonizm - Yeni Dünya Düzeni - İlluminati - Siyon Protokolleri